9 Haziran 2020 Salı

Aydıntan Ailesi

Aydıntan ailesinin yaşadığı ev sokağımızın en güzel ve rahat evlerinden biriydi. 60 lı yıllarda o günün şartlarında üç çocuklu bir aile için yeterli alana sahipti. Tuğrul ile aynı yaşlardaydık. Atila ağabey bizden büyüktü. Biz orta son sınıfta okurken o Gazi Lise'sinde son sınıftaydı. Sumru abla da Kimya Fakülte'sinde öğrenciydi. Hayal meyal bir de anneaneleri olduğunu anımsıyorum.
Tuğrul'un çok güzel bir bisikleti vardı. Bisiklete binmeyi çok severdi. Bir gün nasıl oldu, ne konuşuyorduk şimdi hatırlamıyorum benimle gel dedi. Evlerine soktu beni kapıda ayakkabılarımla girmeğe çekindim. Öyle girmemi söyledi. Girişten sonra piyanonun olduğu bölüme geçtik. Bana "do" nun yerini gösterdi. Kendisi ufak bir şey çaldı. Ben de hayatımda ilk ve son defa piyanoya elimi değdirdim. "Do mi sol mi mi, sol mi mi re do". Dostluk parçasının Ziya öğretmenin bestesi olduğunu sanırdım. Alman halk şarkısı olduğunu son zamanlarda öğrendim. Sonra arkadan merdivenlerden aşağı indik ve alt kat kapısından çıktık.
Tuğrul havacılığa meraklıydı. Paraşüt, planör ve uçmak onu çok büyülemişti. Bir yaz tatilinde Eskişehir'de iken Bozöyük'te yaşayan teyzeme gitmiştim . Tuğrul'un planör kampında olduğunu biliyordum. Dönüşte İnönü İstasyon'unda inip onu ziyaret ettim. Tam kamp hayatı yaşıyorlardı. Bana A tepesi B tepesi diye adlandırılan tepeleri göstermişti. Planör motoru olmadığı için bir araçla çekilerek yükseltiliyor sonra bu tepeler arasında termik denilen sıcak hava akımlarını kullanarak uçuyormuş. Gene o gün trenle yoluma devam ederek Eskişehir'e dönmüştüm.
Ertesi yıl da Kanada'ya gitmişlerdi takım olarak. Yolda çok büyük hava fırtınasına yakalandıklarını anlatmıştı. Orada yürüyen yollar olduğunu (bugün hava alanlarındaki gibi) görmüştü. Ben onun paraşütle atlarken yedek paraşütle inmek zorunda kaldığını Ziya Öğretmen'im için anlatılanları okurken öğrendim. Demek şeker hastalığını o korku tetiklemiş.
Tuğrul orta okul sonrası Ankara Koleji'ne gitti. Sonra da Ankara Devlet Konservatuarı'na. Türkocağı Evlendirme Dairesi'nde evlenişi bugün gibi hatırımda. Ben İstanbul'a gittiğim yılbaşı orada 18 yaşına bastım. O benden bir yaş büyük olsa da daha ufaktık. Daha sonra, benim İstanbul'dan yaz tatline geldiğim yıllardan birinde evlenmiş olmalı.

Attila Teksoy
Tuğrul ağabey 1945 doğumlu 2000 yilinda öldü. Evlerini 1998 yilinda yenilediler ve taşındılar. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda flüt çaldığını biliyorum. Büyük oğlu 1968 doğumlu ya da 69, Küçük oğlu 1975 doğumlu. Evet bisikleti vardı. Model uçak konusunda uzmandı ama şeker hastası idi. Şekeri düşüyordu. Bir gun metil alkol almak için çalıştığım kuruma gelmişti. Kimya deposundan metil alkol verirken birden fenalaştı. Yandaki kuru kimya deposundan glikozu ağzina basmasam orada ruhunu teslim etmişti.

Nurten Erbaşar
Semiha Aydıntan benim öğretmenimdi beni çok severdi, ama biz o zamanın saygısıyla sokakta görecek diye saklanırdık. Yıllar sonra evlenip anneme gelirken çocuklarimla beni görünce çok sevinmiş gözleri dolmuştu..Ben de çocuklarim Emre ve Elif'e gururla benim öğretmenim olduğunu söylemiştim. Ruhları şad olsun nur içinde yatsınlar.

Nejat Uğurlu
Gerçekten Semiha öğretmen unutulmaz bir cumhuriyet öğretmeniydi. Fotoğrafta gözlüklü öğrenci önünde Nurten Özcan Erbaşar kardeşimiz bulunuyor.
Semiha Aydıntan öğretmen ve öğrencileri (Barbaros İlkokulu 1959)
Selim Aydıntan
Sevgili Nejat Bey ben kucuk oglu Selim AYDINTAN (1973) olarak babamin bilmedigim anilarini sizden ogrendim size mutesekkirim. Babam CSO ve Devlet Opera ve Balesinde Vurmali sazlar grubunda calismisti ama hayali havacilik idi seker hastaligini yuzunden yapamamis fakat devlet sanatciliginin yaninda model ucak sevgisi ve öldüğu gune kadar bu hevesinin pesinden kostu. Tren Garinin karsisinda Parasut kulesinin altinda Ankara Model Ucak Kulubu vardi orada gelen herkese modelciligi ogretir herkese yardimci olurdu.
Dedem Ziya AYDINTAN ile ilgili Kaan Öztutgan hocamizin calismasi paylasmak istedim. Hocam tekrar tesekkurlerimizi sunariz..
https://www.youtube.com/watch?v=Jja9jcPgyWw&feature=youtu.be&fbclid=IwAR0ID0UUag16blYPR4rNERgqXSSs35WoqUD_DUm9Ao7Q5e1MI8RWlL95mfc

Nejat Uğurlu
Sevgili Selim, ailenle gurur duyabilirsin. En içten sevgilerimi gönderiyorum. Fon müziği ve ara fotoğraflar mükemmel.

Selim Aydıntan
Muzik dedemin eseri .AYDINTAN ailesi adina bizler de sizlere sevgi ve saygilarimizi iletiyoruz.


Turgut ve Selim yeğenlerimiz de Tuğrul ve Şefika kardeşlerimden bize armağanlar. Böyle ufak göründüklerine bakmayın onların da saçlarında beyazlar epeyce artmış olmalı.



Bu yaptığım çalışmada Tuğrul kardeşim de bana yardımcı oldu. Fotoğrafların çoğunun onun kendi makinasıyla çekildiğini sanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder