10 Mayıs 2021 Pazartesi

Gururumuz- Atila Aydıntan

 Aydınlık gazetesinde 5 Nisan 2020 tarihinde başlayan  bir yazı dizisi yayınlandı.

Gene Hannover'de yaşayan bir göçmen ailesinin çocuğu olan piyanist Kemal Cem Yılmaz bize onun hakkında bilmediğimiz bilgileri aktarıyor. 

Ziya Öğretmenim ile çok benzer bir hayat çizgisi görüyoruz. O da kendisini öğrenci yetiştirmek idealine adamak ve yetiştirdiği öğrencilerinin başarıları ile gurur duymak yolunu seçmiş.

Babasının "Kolay Mandolin Metodu", " Kolay Gitar Metodu" gibi bir "Keman Metodu" geliştirdiği ve bu metodun kitap olarak olmasa da öğrencileri ile aktarılarak keman virtüözü yetişmesinde dünyayı etkilediği anlatılıyor.

İnternette arama yapılınca onun hakkında çok sınırlı bilgi olmasına karşın. Çok meşhur müzik isimlerinin öğretmeni olarak ortaya çıkıyor.

Geçirdiği sol kol sinirlerini etkileyen hastalığı duyunca büyük bir hüzüne kapıldım.

Yazı dizisini bir araya topladım. Aşağıdaki bağlantıdan erişebilirsiniz.

https://drive.google.com/file/d/1cNoFiU8yz4TVhELJs5XYKFkPPL6VrwXm/view?fbclid=IwAR1-sQDswCMTlHJCS-zj-c2BsEU1SZ9VjGtT2DUpNHIdeaTB-P0-cEc6P6Y

12 Aralık 2020 Cumartesi

Sokağımızın Acılı Günü

Asuman Teksoy İsmaili kardeşimizi kaybettik. Işıklar içinde uyusun.

Ailesi ve sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.


1963 yılında ben İstanbul'a gelerek ayrıldım. Onlar evlerine o zamanlarda taşınmışlar.

Ben 17-18 yaşındaydım. O da 9 yaşında olmalı. Taşındıklarını sonradan öğrendim.

İlk olarak bu grupta karşılaştık. Kardeşi ile birlikte bizleri bilgilendirdi.

Gülsen Gür kardeşim onun için bir anma yazısı ile sokağımızın geçmişine de katkıda bulunmuş.

Burada onun o güzel yazısını paylaşmak istiyorum.


KORONA BİR MELEĞİN DAHA KANATLARINI KIRDI...
AYNI SOKAKTA, BAHÇELİ, KARŞILIKLI EVLERDE OTURUYORDUK...
O OYUN ÇAĞINDAYDI, BEN GENÇ KIZDIM...BENİ ÇOK AMA ÇOK SEVERDİ... BENİM ONU SEVDİĞİM GİBİ... BİR GÜN BAHÇELERİNDEN KOPARDIĞI PEMBE YABAN GÜLÜNÜ UZATTI.*SENİN İÇİN* DİYE PARMAĞI KANIYORDU, DİKEN BATMIŞTI. BEN ÜZÜLMEYEYİM DİYE " ACIMIYOR Kİ " DEMİŞTİ....
YILLAR SONRA LİSE SON SINIFTAYDI....
BİR GÜN ARKAMDAN SESLENDİ " GÜLSEN ABLA OKU BAK, KOMPOZİSYONDAN ON ALDIM." DEDİ...
SINAV KAĞIDI YANAKLARIMDAN SÜZÜLEN YAŞLARLA ISLANDI...
ÖDEVİNDE UZUN UZUN BENİ ANLATMIŞTI....
ÖĞRETMENİNİN SORUSU;
"KİMİN YERİN DE OLMAK İSTERSİNİZ?"Dİ...
ASUMANIM, CANIM; BU SABAH ,CENNETE GÖNDERİYORUM BİTMEZ TÜKENMEZ SEVGİMİ, DUALARIMI...RUHUN ŞAD OLSUN...
İNANIYORUM Kİ CENNETDE BUGÜN...
*PEMBE YABAN GÜLLERİ* AÇACAK...
GÜLSEN GÜR
12.12.2020
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

13 Haziran 2020 Cumartesi

Önsöz


Sokağımızın beni etkileyen bir gizemi var.
O sokakta yaşanmışlıkların doğurduğu sevginin izleri bizlerin içine işlemiş. 
Ben bilinç altında 20 yıldır bu izlerin peşindeyim.

10 yıl kadar önce Necdetler'in evinde sokağımızı konuşurken, Necdet içeri gitti iki fotoğraf getirdi. Gürel ve Koray'ın sünnet düğünü fotoğrafları. İşte ilk önemli tetikleyici buydu.
Mustafa Kemal Lisesi buluşmalarına katıldıkça sokağımıza gidiyor fotoğraflar çekiyorum.
Geçen ay Nurten Erbaşar kardeşim Yenimahalle grubuna bir fotoğraf göndermiş. "Sokağımızın kızları". Necdet'teki fotoğrafların devamı. Aynı anda çekilmiş olmalı. Ok yaydan çıktı.

Face'de ararken Gülsen Gür kardeşimin sayfasında üçüncü fotoğrafı buldum. Feride Teyzem ve Ekrem Amcam evlenirken, 1935 yılında çekilmiş bir fotoğraf . Bu da emek verecek ve eski bilgi ve belgeleri toparlayacak olan kişiye bir armağan.

Hemen bir Face grubu kurdum. 19 kişi olduk. Daveti kabul etmeden izleyenlerle 25 kişiye yaklaştık. Yazarak bilgi veren sayısı ikiyi, üçü geçmiyor. 60-65 yıl sonra hatırlamak zor, hata yapmak korkusu da var. Face'de aramalarla eksikler giderilebiliyor. Aydıntan ailesi ile ilgili fotoğraf ve belgelere ulaşmam kısmen böyle oldu.

Şimdi 1960 yılını temsili olarak değişim yılı kabul edersek neler değişti sıralamaya çalışayım:

Amerika'da delikli kart ve bilgisayar hayata girdi. (İlk delikli kartı o yıllarda görmüştüm).
Yuri Gagarin dünya çevresinde dolaştı.
Naylon gömlek ve giderek plastik hayatımıza girdi.
Transistör bulundu. Lambalı radyolar yok oldu.
Helikopter kullanılmaya başladı.
Pervaneli uçakların yerine iet motorlu uçaklarla yolcu taşınmaya başladı.
Türkiye, Küba ile birlikte bir nükleer hedef olduğunu fark edemeden savaşın eşiğinden döndü.
AFS(American Field Service) ve Barış Gönüllüleri ile tanıştık. Türkiye CIA için araştırma projesi oldu.
Menderes enflasyon kavramını bilmeden ülkeyi idare etti. Ülke duvara tosladı. Plan yapmanın gerektiğini öğrendik.

Sokağımızda yaşarken oluşan bu değişimler sokağımıza verdiğimiz önemi de etkiliyor.


Yazıları konu başlıklarına tıklayarak okumak mümkün.

Sağda görülen konu başlıklarında ilk yazılan konular en altta kaldı. Sıra ile okumaya gerek olmamakla beraber alttan başlayarak okumak daha uygun olabilir.

Belgeler kısmı uzunca yazıları içerdiği için topluca verilmiştir. Gösterilen bağlantıya girilince belgeler orada seçilerek okunabilmektedir. Ziya Aydıntan öğretmenimiz için anlatılanları okumanızı öneririm.

Ayrıca Barbaros İlkokulu Blogumu:
https://bizim-barbaros-ilkokulumuz.blogspot.com/
Bağlantısından izleyebilirsiniz.

10 Haziran 2020 Çarşamba

Kaptanlar'ın Evi

Kaptanlar'ın evi
Sokağımızın 104 numaralı evi en kalabalık nüfusun yaşadığı evdi. Bizim için bu ev Kaptanlar'ın eviydi. Ekrem Bey amca ve Feride Hanım teyze 1935 yılında evlenmişler. Yedi çocukları vardı. Sırayla yazayım. Umarım hata yapmam. Yüksel, İlsev, Nursel, Tisel(Kaptan), Gülsen, Gürel, Koray.

Feride Hanım teyze iki kızı ile birlikte bu evin yemek, temizlik ve çamaşır işlerinin hakkından gelirdi. Ekrem Bey amca da bu kadar kalabalık bir ailenin geçimini sağlardı. Ben iyi hatırlayamıyorum ama kardeşim Necdet, İlsev ağabeyin bir Alman şirketinde çalıştığını iş dönüşü sokağımızın çocuklarını kullandığı arabaya doldurup sokak aralarında gezdirdiğini hatırlıyor.
Gürel ve Koray'ın sünnet düğünleri sokağımızın çocuklarının birlikte fotoğraflarının çekilmesini sağlamıştı ve bu anıların yazılmasına da sebep oldu.
1984 yılında annem ve babam, Vedatlar'ın yaptığı (o zaman galiba satmışlardı) evde kiracıydılar. Babam Hacettepe Hastahane'sinde yatıyordu. Ekrem Bey amca ziyarete gelmiş ve beni teselli ederken bir sırrını vermişti. "Feride teyzen duymasın ... Bende de yavaş ilerleyen o umarsız hastalık var " demişti. Babamı kaybettiğimiz zaman Feride teyze de ilgisini esirgememişti. Gene o zamanlarda, sabah hastahaneye giderken sokakta Nursel ablayı görmüş arabamla şehre beraber gitmiştik. Eskilerden epeyce konuşmuştuk.
Bu güzel insanların bir kısmı artık aramızda değil. Kendilerine Tanrı'dan rahmet diliyorum. Işıklar içinde olsunlar.

Selçuk Tuncer
Işıklarda uyusunlar. Çok iyi ilişki içindeydik. Feride teyzemin kızıma diktiği bir elbise vardı, bizi çok mutlu etmişti. Her bayramda mutlaka el öpmeye giderdik. Bir kaç hukuksal soruna da bakmıştım. Şimdi ise Nursel abla ve çocuklari ile görüşüyoruz. Hepsine sağlıklar dilerim.

Şenkal Aydın
Rahmetli Ekrem amca ve Feride teyzemizin mahallenin çocukları olarak çoook ekmeğini yedik çooook suyunu içtik. Allah her ikisine de rahmet eylesin, mekânları cennet olsun, nurlar içerisinde uyusunlar yürekleri güzel insanlar.🌹

Attila Teksoy
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun Feride teyzem hiç değişmemiş. Sima olarak Ekrem amca'da değişiklik var. Allah ona da rahmet eylesin



 Nurten, Jale, misafir, Nursel, Nur, Kaptan, Gülsen
Nilüfer,Ahmet Şule, Vedia
Hüseyin,Necdet


 Nur, Nursel, Kaptan, Nurten, Jale, Gülsen
Gürel, Şule, Ahmet, Cihangir, Necdet, Nilüfer, Hüseyin


Nurten, Nur, Jale, Nursel, Şule
Vedia, Gülsen


Neşeli ve Eğlenceli Sokağımız

Sokağımız çok neşeli ve eğlenceli idi.
Gece saklambaç, gündüz kuka gibi oyunlar oynardık. Tornet kayılır, bisiklete binilirdi. Geceleri meyve ağacı olan evlerin bahçelerine dalınırdı.
Bende en fazla iz bırakan anı, büyük abilerin de katıldığı bir ceviz oyunu olmuştu. Sanırım o sıralarda sokağımız yeni asfaltlanmıştı.
Ceviz üst kısmımdan delinerek içine kurşun akıtılır ve üstü cam macunu ve ziftle sıvanarak baş yapılırdı. Bu baş ile açılınır ve en uzağa gidenden başlayarak atış yapılırdı. Amaç yanyana dizilmiş cevizleri bir noktadan vurmak ve cevizleri kazanmaktı. Bir seferinde hiç unutmuyorum sokağın bir başından Kaptanlar'ın evi hizasına kadar açılmışlardı. Cevizlere, daha çok da başta olan cevize fitik konur "Başta fitik var" diye bağrılırdı. Kumar farkedilmesin diye para fitik diye adlandırılırdı.
Gene hatırladığım başka bir olay da Ragıp Tüzün caddesinde troleybüs hatları çekilirken bizden büyük abilerle yaşıt bir İtalyan teknisyenin de bizim sokağı benimsemesiydi. O da zaman zaman oyunlara katılırdı.
2014 yılında çektiğim fotoğraflarla sokağımızı anıyorum.
Sağda Barbaros İlkokulu duvarı

Solda üstü örtülü teraslı ev Emine Hanımlar'ın evi

Çam ağacı olan ev, Köylü apartmanı



Yandımata ve Sempati apartmanları

Sempati apartmanı (Blok başı)

Semireler'in evi (arada)

Teksoy ailesi evi

Aydıntan ailesi evi

Ev Sahibimiz Uysal Ailesi

110 numaralı evde ev sahibimiz Uysal ailesi oturuyordu.
Yenimahalle evleri arasında akrabalık ilişkileri de vardı. 65 yıl içinde evlenenler ile yeni hısımlıklar da oluştu ve yeni bir nesil daha doğdu. Bu arada kazalar, acılar da yaşandı. Ev sahibimiz Uysal ailesi evlerin bu devingen yapısına iyi bir örnekti.
Ev sahibimiz Nazım Uysal'ın kızkardeşi de Yenimahalle'de otururdu. Nesrin Eror'un oğlu İbrahim ve kızı Berin her bayram dayılarının ilk ziyaretçilerindendi. Berin Eror , son yıllarda kaybettiğimiz arkadaşımız Maruf Orhan ile evlendi. İbrahim Eror da Tisel Gür(Kaptan) ile beraber acı bir trafik kazası geçirdi ve sonra başka bir trafik kazasında hayatını kaybetti.
Nazım Bey'in ayrı bir anneden genç iki kardeşi daha vardı. Birisi Osman diğeri de eşi ile aynı isimde Nermin idi. Onlar da ağabeylerine bayram ziyaretine gelirlerdi. Osman gitara çok meraklıydı. Müzik(gitar) eğitimi almak istiyordu. Nazım Bey ile birlikte beni İTÜ-Gümüşsuyu yurdunda ziyaret etmişlerdi. Osman kayboldu. Belki de yurt dışına gitti . Sonra kendisinden hiç haber alınamadı.
Nazım Bey yakalandığı bir beyin zarı hastalığından vefat etmiş. Oğlu Ersin de genç yaşta aramızdan ayrılmış. Nermin yenge de artık aramızda değil. Kızları Esin İstanbul'da yaşıyormuş.

Nurten Erbaşar
Nazım abi ve Nermin ablalarla akrabadan ileri dostluğumuz vardı. Esin ve RAHMETLI Ersin, anneme cicianne derlerdi. Çok güzel günlerimiz geçmiştir.

Size annem ablam ve kardeşimle olan fotoğrafımı gönderiyorum.
Nursel
Emine Hanım teyze, Gülten, Nurten

Mehmet Bey amca ve Emine Hanım teyze
Attila Teksoy
Rahmetli Nazım Bey'in 1977'de vefat ettiğini biliyorum. O zaman doğal gaz filan da yok mahallede. Hava gazı var. Çoğu evde milangaz. O şartlarda rahmetli altına yaptığı zaman ben işe giderken seslenirdi. Gel oğlum kaldır da altını temizleyeyim derdi. Rahmetlinin gözünden yaş gelirdi. Beyin zarı iltihabından çok genç yaşda öldü. 50 yaşın altında. Oğlu Ersin Uysal da 58 doğumlu. O da 49 yaşında beyin hastalığından öldü. Nermin teyze ölümüne kadar son yıllarında yatalaktı. Oğlunun ölümünü bilmedi. Üçüne de ALLAH rahmet eylesin. 
Annen Mürşide teyze ile annemin Çankaya'daki evine gittiği zamanlarda 2008 de konuşurlardı. Annenin alzheimer'den öldüğünü biliyorum. Annem de alzheimer'den öldu. Ama yatağa düşmedi. Zor bir hastalık.  ALLAH kimseye böyle bir hastalık vermesin. Makbule Hanım da 99 yasinda öldü. Eskilerden kimse kalmadi.

Nejat Uğurlu
Sevgili Attila, evet annemi de alzheimer hastalığından kaybettik. Bu kadar yıl içinde yeni bir nesil doğarken eski nesil de doğal olarak aramızdan ayrıldı.

Asuman Teksoy
Esin artık Ankara’da yaşıyor.

Uğurlu Ailesi


Biz 1955 yılında Yenmahalle'ye taşındık. Nazım ve Nermin Uysal ev sahiplerimizdi. Kızları Esin vardı o zaman. Ersin daha sonra doğdu. Evimizin numarası 110/A idi. Ben 1963 yılında Mustafa Kemal Lisesi'ni bitirip İTÜ İnşaat Fakültesinde okumak için İstanbul'a giderek Yenimahale'mizden ayrıldım. Babam Alaeddin Uğurlu annem Mürşide olup Necdet ve Nedret kardeşlerimdir. Sanırım 1967 yılında Maltepe'ye taşınıldı. Yıllar sonra annem ve babam tekrar Vedat ve Vedia'ların evinin alt katına taşındılar. 1984 yılında babam o evde otururken aramızdan ayrıldı.


Uğurlu ailesinin 1954'de çekilmiş fotoğrafı. Alaeddin(14) Mürşide(28) Nejat(46) Necdet(50) Nedret (60) . 
Nedret Yenimahalle'de daha sonra doğdu.

Nurten Erbaşar
Yazınızı okurken gözlerim doldu. Anneniz Mürşide Hanım teyzeyi çok severdim. Babanıza Allah rahmet eylesin. Anneniz nasıl?  Maltepe'deki eve gittiğimi hatırlıyorum. Annem, Nermin abla ve anneniz çok iyi arkadaştılar. Tanıyan herkese selam ve sevgiler.

Nejat Uğurlu
Annemi de 2010 yılında kaybettik. Bu grubun amacını daha dar bir çerçevede bilgi paylaşmak olarak düşünmüştüm. Vedia ve Reyhan kardeşlerim senin arkadaş listende oldukları için onları da gruba eklersen sevinirim.

Nurten Erbaşar
Başınız sağolsun. Allah rahmet eylesin.
Nedret Nihal Soydal
Annem ve ebediyete intikal etmiş bütün anneleri rahmetle anıyorum ve tüm annelerin anneler gününü kutluyorum